Türkiye’yi bir anda karanlýða boðan 17 Aðustos 1999 depreminin üzerinden tam 12 yýl geçti. 17 Aðustos 1999 sabahý, 03.02’de, Kocaeli Gölcük merkezli, richter ölçeðine göre 7,5 büyüklüðünde gerçekleþen depremde resmi kayýtlara göre; 17 bin 480 kiþi öldü, 23 bin 781 kiþi yaralandý, 505 kiþi sakat kaldý. 285 bin 211 konut, 42 bin 902 iþyeri ise hasar gördü. Ve her ne kadar bilinmese de bu yýkýmlarýn en büyük nedeni binalarda su yalýtýmýnýn olmamasýydý.
Herhangi bir yoldan yapý donatýsýna sýzan su, donarak veya kimyasal tepkimelere girerek donatýnýn özelliðini yitirmesine ve korozyona yani paslanmaya yol açýyor. Oluþan korozyon binanýn taþýyýcý sisteminin zayýflamasýna neden oluyor. 10 yýl sonra donatý baþlangýçtaki taþýma kapasitesinin, belli koþullarda yaklaþýk olarak yüzde 66’sýný korozyon nedeniyle kaybediyor.
Geçen 12 yýlda felaketin yaralarý sarýlmaya çalýþýldý, ama beklenen büyük Marmara Depremi’ne karþý önlem alma bilinci hâlâ oluþmadý. 1999 yýlýnda yaþanan depremde birçok binanýn yýkýlma nedeni korozyon, korozyonun nedeni ise su yalýtýmýnýn yapýlmamýþ olmasýydý. Bu konuya dikkat çekmek için 17 Aðustos depreminin 12. yýldönümünde açýklama yapan Bitümlü Su Yalýtýmý Üreticileri Derneði (BÝTÜDER) Yönetim Kurulu Baþkaný Mehmet Özcan, depremin ardýndan Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Hasar Tespit Komisyonu tarafýndan hazýrlanan rapora deðindi.
Özcan, “Rapora göre; 55 bin 651 konut ve iþyerinde yapýlan kontrollerde bu binalarýn yüzde 79’u hasarlý bulundu. Ýncelenen binalarýn yüzde 64’ünde nemin yol açtýðý korozyon (paslanma), yüzde 41’inde malzeme eksikliði, yüzde 18’inde inþaat aþamasýnda betonun sulanmasý, yüzde 11’inde eskime ve yýpranma, yüzde 3’ünde proje hatasý, hasarlarýn nedeni olarak belirlendi. Görüldüðü gibi binalardaki en büyük sorun korozyon. Bu nedenle Türkiye gibi yüzölçümünün yüzde 92’si, nüfus yoðunluðunun ise yüzde 95’i deprem kuþaðýnda bulunan ve yapý stoðunun büyük kýsmý betonarme olan bir ülkede, su yalýtýmýnýn yaþamsal önemi var.” dedi.
Su yalýtýmýnýn maliyeti bina maliyetinin sadece yüzde 3’ü kadar!
Yapýlarý suyun zararlý etkilerinden koruyan su yalýtýmýnýn inþaat aþamasýndaki maliyetinin, toplam bina maliyetinin sadece yüzde 3’ü kadar olduðunu hatýrlatan Özcan, binanýn güvenliði söz konusu olduðu için bunun bir ek maliyet olarak görülmemesi gerektiðini belirtti.
Su yalýtýmýnda doðru ürün seçimi ve doðru uygulamanýn hayati önem taþýdýðýna da deðinen Özcan, yapýsý gereði su geçirmezliði en üst düzeyde olan, en saðlam malzemenin bitümlü su yalýtýmý örtüleri olduðunu söyledi. Bitümlü su yalýtýmý örtüsü seçerken de mutlaka CE Belgesi bulunan kaliteli ürünleri tercih etmek ve iþin uzmanlarýna uygulama yaptýrmak gerektiðini vurgulayan Özcan, doðru ürün ve uygulama konusunda BÝTÜDER’in uygulayýcýlara teknik destek saðladýðýný da sözlerine ekledi.